22 Mart Pazartesi günü muhteşem bir türkü keyfi yaşandı merkezimizde. Feryal Öney'in Türkmen türküleri, abdal deyişleri ile tüm konuklar coşkulu anlar yaşadı.
Bulut Bulut Üstüne adlı türkü ile başlayan programda Toroslardan bahar türküleri diledik. Öney, Kozanoğlu, Beyaz Atlı Şimdi Geçti Buradan gibi ağır havaları muhteşem sesi ile yorumlarken Çiçekler Ekiliyor, Gel Yanıma, Bağa Gel Bostana Gel gibi hareketli türkülerle de salonu coşturdu. Neriman Güneş'in kemanıyla, Ayhan Akkaya'nın bas gitarıyla, Uğur Küçük'ün bağlamasıyla Selda Öztürk ve İlkem Balseçen'nin perküsyonda eşlik ettiği değerli yorumcu Feryal Öney Neşet Ertaş'ın türkülerini öyle enfes bir şekilde yorumladı ki, katılımcılar tam anlamıyla mest oldular.
Seyit Çelik'ten, Ali Ekber Çiçek'e, Mahsuni Şetif'ten Neşet Ertaş'a uzanan bir yelpazede seslendirilen türkülerin tadı hatıralardan epey bir zaman eksilmeyecek gibi.
Feryal Öney ve ekip arkadaşlarına bu muhteşem bir buçuk saat için teşekkür ederiz.
Şef Uğur Kaya yönetiminde iki bölüm halinde sunulan konsere katılım oldukça yüsekti. Büyük Ozan Aşık Veysel'in hayatını anlatan bir sunum ve Aşık Veysel tüküleri ile başlayan program Çanakkale Destanı'ndan örneklerin sunumu ve Çanakkale Türküleri ile devam etti.
Nevruz neşesini yaşatan hareketli türkülerle ilk yarı sona erdi.
İkinci bölüm, elinde 105 yıllık sazı, sadeliği bir o kadar da ihtişamı ile sahne alan Cengiz Özkan'ın Aşık Veysel'e ait bir deyişiyle başladı. 105 yıllık sazın bir zamanlar Aşık Veysel tarafından Zeytinburnu'nda çalınmış olduğu bilgisini veren Özkan, Veysel'in Esti Bahar Yeli, Bir Seher Vaktinde, Sen Bir Ceylan Olsan, Ben Giderim Sazım Kalır ve Kara Toprak türküleri ile dinleyenlere muhteşem bir konser verdi.
Konser sonrası uğur Kaya ve Adil Çelebi tarafından Cengiz Özkan'a plaket ve çiçek takdimi yapılarak sahneden uğurlandı.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi olarak koroya ve Cengiz Özkan'a, bizi yalnız bırakmayan değerli katılımcılara teşekkür ederiz.
İstiklal Marşı'mızın Kabulünün 89. yılı dolayısı ile gerçekleştirdiğimiz özel etkinliğimizde evvea harika bir sunum izledik. Hemen ardından İstiklal Marşı'mızı büyük bir heyecanla okuyan lise öğrencisi Abdullah Aydın'ı dinledik. Havada bulut yok türküsü ile salondaki katılımcılar duygulu anlar yaşadı.
Kırımlı İsmail Rüştü Olcay Lisesi öğrencilerinin hazırladığı tiyatro ardından moderatörlüğünü Abdurrahman Şen'in yaptığı, Mustafa Miyasoğlu ile A.Vahap Akbaş'ın konuşmacı olduğu söyleşi başladı.
Programı izleyenler arasında belediye başkanımız Murat Aydın ve Milli Eğitim Müdürümüz Basri Özbay'da vardı.
Güçlü kalemi, farklı bakış açısı, mizahi yapısı ile tanıdığımız yazar Ahmet Turan Alkan, Türkiye gündemine dair başlıklarla Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’ndeydi.
Genellikle yazıları ile gündemde olmayı seven, görünür olmaktan hoşlanmayan yazarın çok az söyleşiye çıktığı biliniyor. 10 Mart Çarşamba günü saat 19.00’da Türkiye gündemini kendi üslubu ile değerlendirdi.
Ayağındaki rahatsızlığa rağmen yaklaşık 2 saat süren bir söyleşi gerçekleştiren Hoca, yaptığı ince esprilerle gelenleri hem bilgilendirdi hem de güldürdü.
Gelecekle ilgili kaygılı olmadığıını aksine ümitli olduğunu, Türkiye'nin gelecekteki yerinin çok sağlam olduğunu belirtti.
Söyleşi sonrası katılımcıların sorularını yanıtlayan ve kitaplarını imzalayan yazara Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi olarak tekrar teşekkür ediyor, rahatsızlığı için geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Not: Önümüzdeki ay Hocamızı merkezimizde tekrar konuk edeceğiz. Kaçıranları ve gelmek isteyenleri bu müjdeyle sevindirebiliriz.
Göksel Baktagir ve İstanbul Sazendeleri'nin verdiği muhteşem konser yağmura rağmen salonumuzu dolduran izleyicilere keyifli anlar yaşattı.
Almanya'dan ayaklarının tozları ile merkezimize gelen ekip "Merhaba" adlı hareketli eser ile konserlerine başladı. 2010 yılına damgasını vuracak bir eser olarak, Baktagir tarafından lanse edilen, Selim Güler bestesi, "Sen" adlı eser dinleyicilerin alkışları ile karşılandı.
Baktagir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne denk gelen konserde güzel bir sürpriz yaptı. Muhteşem sesi ile Ayten Ulutaş Hanımefendi sahneye gelerek Melahat Pars bestesi "Ben Gamlı Hazan" eserini seslendirdi. Bir Kızıl Gonca adlı son günlerin sevilen şarkısı ile devam eden konser yaklaşık bir buçuk saat sürdü.
Bu muhteşem konser için Göksel Baktagir ve İstanbul Sazendeleri'ne teşekkür ederiz.
5.yılını kutlayan Semaver Kumanya Tiyatrosu’nun, Sait Faik’in aynı adlı eserinden oyunlaştırdığı “Semaver ve Kumpanya” oyunu 5 Mart Cuma akşamı Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'ndeydi.
Zeytinburnu Belediye Başkanımız Murat Aydın ve eşinin de izlediği tiyatrodan birkaç kareyi sunuyoruz sizlere.
27 ve 28 Mart tarihlerindeki tiyatrolarımızda görüşmek üzere.
Oyun Hakkında;
Oyunun müziklerini Gevende yapıyor.
1940’lı yılların son demleri… Savaş sonrası yılgın ve yoksul yıllar… ‘Her şeye rağmen tiyatro’ diyen gezici bir kumpanyanın hayat dolu öyküsü… Jean Tardieu’dan, Anton Çehov’a, Moliere’den Haldun Taner’e çeşitli yazarlarla şenlenmiş, şamatası bol bir ‘oyun içinde oyun’…
Sinema eleştirmeni İhsan Kabil moderatörlüğünde gerçekleşen sinema söyleşimizin bu ayki konuğu Derviş Zaim olacaktı. Ancak kendisi ülke dışında olduğu için Nokta filmi yapımcısı Baran Seyhan ile söyleşimiz gerçekleşti.
Söyleşi öncesi Baran Seyhan'a merkezimiz hakkında bilgiler verdik. Söyleşi başladığında katılımcılardan da soru alan Seyhan, gelenlere değerli açıklamalarda bulundu. Tuz Gölü'nde gerçekleşmiş olan film çekimleri sırasında Tuz Gölü'nden ne kadar etkilendiğini anlattı. Fırsat bulur bulmaz herkesin mutlaka orada birkaç gün geçirmesi tavsiyesinde bulunurken, katılımcılardan özellikle şu sözü vermelerini istedi;
- Burada harika bir merkez yapılmış. Adeta büyülendim. Yapılanlar muazzam. Lütfen bu yapılanlara katılımcı olarak destek verin.
Baran Seyhan ve İhsan Kabil alkışlarla uğurlanırken Nokta filmi gösterime girdi.
Nokta filmi 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 45. Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi yönetmen, Montpellier’den, Avrasya’dan ve Kahire’den en iyi film ödülleri gibi yaklaşık 17 büyük ödül almıştır. Konusuna gelince;
Derviş Zaim’in geleneksel minyatür sanatını içeren Cenneti Beklerken’den sonra çektiği son filmi, bir zamanlar işlediği bir suç yüzünden azap çeken ve çektiği azaptan kurtulmaya çalışan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Ahmet, yakın bir arkadaşının ön ayak olması ile tarihi değeri yüksek bir Kuran’ın çalınmasına istemeden bulaşır. Ancak kalkıştığı iş onu hiç istemediği bir noktaya sürükler. Geleneksel Osmanlı hat sanatının da organik bir biçimde dahil olduğu film, tıpkı bu sanat gibi tek ve kesintisiz bir plandan oluşuyor. Nokta, içeriğinde suç ve ceza, görev ve sorumluluk, kötülük, gelenekten yararlanma gibi konuları tartışmaya açıyor.
Yazar Selahattin Yusuf ve senarist-yazar Tarık Tufan'ın televizyon programları ile aynı adı taşıyan söyleşileri "Kafa Dengi", 1 Mart Pazartesi günü saat 19:00'da Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde meraklıları ile buluştu.
Geniş bir katılımın olduğu programda konuşmacıların anlattıkları büyük bir ilgi ile dinlendi. Yazarların kendilerine has yorumları ile ülke sorunları dile getirildi. Özellikle Yusuf'un toplumla ilgili tespitleri salonun ilgisi ile karşılandı. Toplum olarak yaşadıklarımızın, yoğun gündemlerin hepimizde travmatik etkiler doğurduğunu anlattı.
Katılımcıların soruları, yorumları ile "Kafa Dengi" yaklaşık 2 saat sürdü. Program sonrası kitaplarını imzalayan yazarlar, okurları ve dinleyicileri ile fotoğraf çektirken, Nisan ayı söyleşi programında buluşmak üzere merkezimizden ayrıldılar.
22 Mart Pazartesi günü muhteşem bir türkü keyfi yaşandı merkezimizde. Feryal Öney'in Türkmen türküleri, abdal deyişleri ile tüm konuklar coşkulu anlar yaşadı.
