Blog | Ana Sayfa
 

27 Mayıs 2010 Perşembe

Bejan Matur ve Haydar Ergülen'le Şiirin Dili


Bejan Matur ve Haydar Ergülen "Şiirin Dili" üzerine gerçekleştirecekleri söyleşi için merkezimize geldiler. Merkezimizi ve etkinliklerimizi anlattık. Merkezimizin mimarisi gelen tüm konuklarımızın olduğu gibi şairlerimizin de beğenisini kazandı.

Öyle güzel bir söyleşi gerçekleşti ki, iki şairimize de teşekkür etmeliyiz. Birbirlerine sorular sorarak, yorumlar yaparak devam ettikleri söyleşi sonunda dinleyiclerden de sorular aldılar. Söyleşiden bazı notları sizlerle paylaşıyor, şiir gibi bir hayat diliyoruz.

Bejan Matur ve Haydar Ergülen'le Şiirin Dili from Zeytinburnu KSM on Vimeo.



Bejan Matur: Benim şiirim biraz kederdir. Şiir beni iyileştiren bir şey. Yazmasam delirirdim diyebiliyorum. Şiirsiz bir hayat çok çorak olurdu.

Haydar Ergülen: Sinemada da şiiri bir imge olarak görürüz. Semih Kaplanoğlu filmleri böyledir mesela. Şiir içimize doğar, biz şiirin içine. Şiirin seslenişini ilk defa cem törenlerinde duydum. O zamanlar bu sese kulak vermedim ama sonraki yıllarda bu sese kayıtsız kalamadım.

Bazı şairlerin hayatlarında trajediler olsa da bu şiirlerine yansımaz. Cemal Süreyya mesela. Dersim'den Bilecik'e sürülür ailesi ile. Ama trajediyi şiirleirne göremeyiz. Çünkü O, popüler olmayı çok istiyordu. Rejimin ve yasakların yazık ettiği insanlardan biridir.

Bejan Matur: Sanatı çok güzel günler bekliyor. Ben umutluyum.

Haydar Ergülen: Türkçe yazan Kürt şairlerin sayısındaki artışı nasıl değerlendiriyorsun Bejan?

Bejan Matur: Şiir kendini yazdırır. Hangi dilde gelirse bana o dilde yazıyorum. Kültür transferi yaptığıma ve böylece Türkçe şiirde yeni bir renk oluşturduğuma inanıyorum.

Haydar Ergülen: Şiir bir annelik sanatıdır. Şiirin kökeninde bir dişilik olduğunu düşünürüm. Annemin yerine şiir yazıyorum gibi geliyor. Şiirde bir anne eli, anne şefaketi var gibi.

Haydar Ergülen: Kadın şair olur mu tartışmaları var..

Bejan Matur: Kadın şair olur mu? Elbette olur. Tarihe düşen kadın şair sayısı az olsa da kadın şair olur. Ben evdeki kadının erkekten daha fazla kültürü koruduğunu düşünüyorum. Kadınların aynı zamanda dili aktaranlar olduğuna da inanıyorum.

Etiketler: ,

21 Mayıs 2010 Cuma

Sadık Yalsızuçanlar ile "Aşk ve Edebiyat" Üzerine

Sadık Yalsızuçanlar bilgece bir kültüre sahip. Ancak bu kültürü bir de tevazu ile birleşince kendisine hayran olmamak elde değil. Uzun bir yolculuğun ardından merkezimize gelen Hocamız, bir kahve içimi sonrası mikrofon başına geçti. Onca yorgunluğuna rağmen iki saate yakın muhteşem bir söyleşi gerçekleştiren Yalsızuçanlar'a teşekkür ediyor, aşk ve edebiyata dair gerçekleştirdiği söyleşiden aldığımız notları sizinle paylaşıyoruz.

Aşk kelime olarak "Bir varlığın diğer bir varlığı sarması" demektir. Sevgi de ölüm kadar güçlü bir duygudur. Aragon der ki; " Ölmek daha kolaydır sevmekten."

Aşk hali bizi rutinin dışına çıkarır. Zamanın kaybolduğu bir haldir. Aşık için gece ve gündüz birbirine geçer. Aslında bu durum normal değildir. Bu nedenle bu hal uzun sürmez. Anormal durum bir süre sonra normale döner. Aşk ikilikten bir'liğe yönelmeyi ister. Bir'leşme ise aşkı öldürür. Çünkü, kavuşmak arzusu ile sürekli yanmaktır aşk.

Allah Gayyur'dur (Kıskanır). Aşık ta öyle. Goethe der ki; "Seni seviyorsam bundan sana ne?

Sadık Yalsızuçanlar ile "Aşk ve Edebiyat" from Zeytinburnu KSM on Vimeo.


Kuran'da geçen kadınları sınıflandırdığımızda şunu görürüz. Hz. Meryem, saflığın temsilidir. Züleyha, güzelliğin ve dişiliğin sembolüdür. Belkıs ise kamusal alana dahil olan, iktidar ortağı olabilen kadını temsil eder. Erkekler genelde Züleyha'ya aşık olur. Evlendikten sonra ise o Züleyha'dan bir Meryem yontmaya çalışırlar. Patolojik durumlar da burada ortaya çıkmaya başlar.

Kadın ve erkek Allah'ı unutacak kadar birbirine bağlanırsa Allah onları birleştirmez. Leyla ile Mecnun daha küçücükken öğretmenleri sınıftakilerden defterine "Allah" yazmasını ister. Leyla defterine Kays, Kays ise Leyla yazar.

İnsan normal zamanlarda en vazgeçemediği şeylerden aşk halinde vazgeçer. Aşk bir anda başınıza gelir. Şerefinizi terk edebilirsiniz.

Şems, Mevlana'nın aşk mektebi olmuştur.

***
Sadık Yalsızuçanlar'ın, Sezai Karakoç'un Leyla ve Mecnun eserinden, Şeyh Galip'ten okuduğu şiirler için de ayrıca teşekkür ediyor, merkezimizde tekrar konuk etmek üzere edebiyatla ve aşkla iç içe günler diliyoruz.

Etiketler:

19 Mayıs 2010 Çarşamba

"Nil'den Cebelitarık'a İnsan" Sergi ve Söyleşisine Davet


11 Mayıs 2010 Salı

Dünyanın Dengesini Bozan Kadınlar

Kadınlar..Ezber bozan, dengeleri değiştiren kadınlar...Dünyanın dört bir yanındalar. Onları farklı kılan engellere rağmen yol açmaları.
Bu kadınların öykülerini Ayşe Böhürler'den dinledik. Sumatra'daki bir adadan bahsetti Böhürler. Anaerkil bir adadan. Erkeklerin mülkiyet haklarının olmadığı, kadınların erkeği istemeye gittiği, erkek sığınma evlerinin olduğu, balığı erkeğin tuttuğu kadınların satmaya götürdüğü, kadınların idaresinde sakin ve huzurlu bir ada.

Dünyadaki kadınlara bakınca, Türk kadınının temiz, ayakları yere basan, özgüvenli, mücadeleci olduğunu gördüğünü belirten Böhürler, dinimiz ortak olsa bile bazı ülkelerde coğrafi olarak dinin geleneklere göre yorumlanmasından kaynaklı aksamalar olduğunu söyledi.

Dünyanın dengesini değiştiren kadınlardan birkaç örnekle söyleşiye devam eden yazara göre işte o kadınlar;


1) Katar Emiri'nin eşi Şeyha Moza- Şeyhin ikinci eşi olmasına rağmen ülkesindeki kadınlara bir misyon vermiş. Vekil kadınların hatta bakan kadınların olması onun çabasının sonucudur.
2) Condelazza Rice- Dengeleri negatif yönde bozan, savaşı destekleyen biri olsa da büyük ve güçlü bir ülkenin ilk kadın dış işleri bakanı olmuştur.
3) Amal Basha- Yemen gibi çok katı olan bir toplumda kadın hakları için mücadele veren Basha, taşlanmak pahasına da olsa bu mücadelesinden vazgeçmiyor.

4) Hissa Hilal- Suudi kadın şair, sadece gözleri görünen peçesiyle kadın haklarını savunan şiirini okumuş ve bu şiiri Körfez ülkeleri arasında yapılan bir yarışmada üçüncü olmuştur.
5) Miloseviç'in yakalanmasını sağlayan BM'de çalışan bir kadındır. Bu kadın 7 yıl boyunca bir hukuk mücadelesi verdi ve Miloseviç'in savaş suçlusu olarak yargı karşısına çıkmasını sağlayarak ciddi anlamda dengeleri bozdu.
6) Fatma Aliye- İlk kadın romancımız olan Aliye, 120 yıl önce Fransızca'dan çeviriler yapmış, dergi çıkarmış bir kadındır.
7) Halide Edip Adıvar- Sultanahmet Meydanı'nda mitingde yaptığı, İngilizlerin işgaline karşı halkı örgütleyen konuşması ile büyük bir görev ifa etmiştir.
8) Nimet Çubukçu- Milli Eğitim'in ilk kadın bakanıdır.
9) Elif Şafak- Ülkemizde en çok okunan yazar bir kadın.
10) Nükhet Yetiş- TÜBİTAK gibi bir kurumun başında ve başarılı bir şekilde işini ifa ediyor.
11) Merve Kavakçı- Kendi içinde bir bir cesaret örneği sergilemiştir.
12) İl Kadın Müftülerimiz- Sayıları 7 olan bu kadın müftüler erkek hegemonyasının en zor yıkılacağı alanda iş yapıyorlar.

Etiketler:

7 Mayıs 2010 Cuma

Serkan Çağrı&İstanbul Fasıl Band Konseri

Mayıs ayı konserlerimizden ilki akademisyen klarnetçi Serkan Çağrı ile gerçekleşti. İtiraf etmeliyiz ki, muhteşem bir nefes.

Merkezimizi çok beğenen Serkan Çağrı ve İstanbul Fasıl band ekibi, hem kendileri çok eğlendi hem de salonumuzu dolduran Zeytinburnuluları eğlendirmeyi bildi.

Birbirinden güzel şarkıları Oya İşboğa zarif ve güzel sesiyle yorumlarken, fasıl sevenlerin şarkılara eşliği de görülmeye değerdi.

Serkan Çağrı'ya, ekibine ama en çok da salonu dolduran ve bize"İiyi ki bu etkinliği yapmışız" dedirten siz Zeytibburnululara teşekkür ederiz.

Untitled from Zeytinburnu KSM on Vimeo.

Etiketler: , ,

5 Mayıs 2010 Çarşamba

“OSMANLI TAKILARI” SERGİSİ AÇILIŞI




Koleksiyoner Ersan Bostan’ın yıllarca hobi olarak topladığı antika ve Osmanlı objelerini revize ederek; orijinal tasarımın aslına uygun bir şekilde yeniden kullanılabilir hale getirdiği eserleri "Osmanlı Takıları Sergisi" başlığı altında Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde sergilenmeye başlandı.

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın ve çok sayıda davetlinin katılımı ile sergi açılışı gerçekleşti.
Takı koleksiyonu ile Osmanlı’dan günümüze yüzlerce takı örneklerinin sergileneceği ve sanatçının “her eski çöp değildir” sloganıyla meraklısının karşısına çıktığı sergi 15 gün boyunca ilgililerini bekleyecek.

Etiketler: , ,

4 Mayıs 2010 Salı

Mustafa Akyol ile Açılımı Değerlendirdik


Mustafa Akyol, "Açılım ve Türkiye" konulu söyleşisine Yavuz Sultan Selim döneminde Kürtler'i konuşarak başladı. I. Dünya Savaşı'nda Kürtler'in rolü ile devam ettirdiği konuşmasını Atatürk ve Kürtler ile devam ettirdi. 24 Anayasası'nda yer alan "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla ‘Türk’ ıtlak olunur (denir)” maddesine değinen Akyol, 1925 Şeyh Said isyanından bahsederek, bir dönem Kürtlerin Türkleştirilme isteğinin altında CHP'nin yattığını belirtti.

30'larda Kürtçe konuşmanın yasak olduğu ve "Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyasının başlatıldığını söylerken 1938 Dersim Katliamı'nda gökten bomba atanlardan birinin de Sabiha Gökçen olduğunun bilgisini verdi.

1982'de Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların PKK'nın patlak vermesinde etkin olduğunu anlatan Akyol, Habur Olayı'nı ve Hükümet'in açılımını değerlendirerek söyleşisini bitirdi. Genel itibari ile açılımını destekleyen Akyol, kitabı için yaptığı araştırması nedeniyle konuya oldukça hakimdi. Katılımcıların sorularını yanıtlayan Akyol, merkezimizde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek aramızdan ayrıldı.

Kendisine teşekkür ediyoruz.

Etiketler:

 
Başkanın Mesajı
 

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat AYDIN
 
Güncel Yazılar
   
Arşiv